Akademik Bürokrasinin Hantallığı ve Zeynü’l-Ahbar’ın Yayınlanmayan Çevirisi

80 yıldır yayınlanmayı bekleyen Necati Lugal çevirisi, Türk tarihinin akademik ihmal ve bürokratik hantallık nedeniyle nasıl örselendiğinin çarpıcı bir örneğidir. Gerdizi’nin Zeynü’l-Ahbar’ı, Türk tarihine dair erken dönem anlatıların en kıymetli kaynaklarından biri olmasına rağmen, bu çevirinin Türk Tarih Kurumu (TTK) arşivinde adeta unutulması, akademik çevrelerin eleştirel incelemesine muhtaçtır.

Gerdizi’nin eseri, Türklerin tarihine dair önemli mitolojik ve sosyolojik anlatılar içeriyor. 25 Nisan 2017’de bir mesele üzerinde çalışırken Yehoshua Frenkel’in “The Turks of the Eurasian Steppes in Medieval Arabic Writing” makalesine rastladım. Bu makaledeki çeviriler, beni Zeynü’l-Ahbar’ın çevirisine götüren ilk ipucu oldu. Frenkel’in İngilizce çevirisinde, Türklerin “ince etli” olarak tanımlandığı bir ifade yer alırken, R. Şeşen’in “İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri” kitabındaki metinlerde bu detay tamamen göz ardı edilmiş. Bu farklılık, Zeynü’l-Ahbar’ın tarihî ve kültürel açıdan ne denli önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bu farkların sebeplerine dair iki soru akla geliyor: Bu, bir tercüme tercihi mi yoksa basit bir ihmal mi? Şeşen’in alıntıladığı bölümün tam bir çeviri olmadığı, yalnızca konusuyla ilgili kısa bir tercümeden ibaret olduğu görülüyor. Bu farkları araştırmak için başka bir çeviri arayışına girdim ve Necati Lugal’ın çevirisiyle karşılaştım. Ancak 1950’li yıllarda tamamlanarak Türk Tarih Kurumu’na teslim edilen bu çevirinin henüz basılmamış olması hayret vericiydi. Türk tarihi açısından büyük bir öneme sahip bu eserin yok sayılmış gibi davranılması, akademik ihmale dikkat çekiyor. Örneğin, Yafes’in annesine “kocakarı” yerine “yaşlı bir adam” tavsiyesi yapıldığı ifade değişikliği gibi detaylar, tarihî ve kültürel bağlamda önemli sonuçlar doğuruyor. Türklerin mitolojik kökenine dair “hassas cilt” ve “haşin tabiat” tasvirleri, bu metinler arasındaki çelişkilerden yalnızca biri.

Türk Tarih Kurumu’nun Sorumluluğu

Necati Lugal’ın çevirisi 1950’lerde TTK tarafından hazırlanmış olmasına rağmen, eserin basılmamasının gerekçesi hâlâ belirsizdir. Yoğunluk veya önceliklendirme eksikliği gibi açıklamalar, bu derece önemli bir eserin erişime açılmamasını haklı gösteremez. Hele ki bu durum, Türk tarihine dair yanlış ya da eksik bilgilerle şekillenmiş bir akademik literatüre yol açıyorsa. Bunun yanı sıra, Zeynü’l-Ahbar ne yazık ki Türk tarihinin yayınlanmayan çeviriler bağlamında yalnızca bir örneğidir. Araştırmacılar, eski ve yeni Türk tarihine ilişkin pek çok meseleyi hâlâ yabancı dillerden öğrenmeye çabalamaktadır. Bu sorunlar ve benzer örnekler sonraki yazılarımızda detaylıca ele alınacaktır.

Bir başka problem de, TTK’nın kendi kütüphanesindeki bu çeviriyi araştırmacıların karşılaştırma yapabileceği şekilde erişime açmamasıdır. Çoğu akademik eserin çevrim içi platformlarda erişime sunulmaması, bu problemin daha geniş bir boyutunu oluşturuyor. Araştırmacılar, özellikle Türk tarihi açısından kritik öneme sahip olan bu tür metinlere ulaşmak için büyük zorluklarla karşılaşmakta; hatta bazı metinlerin varlığını dahi öğrenememektedir. Bu tür ihmaller, sadece akademik bilgi üretimini değil, kamuya açık tarih bilgisini de kısıtlamaktadır. Halbuki akademik üretimin temel amacı, yalnızca birikimi arşivlemek değil, aynı zamanda bu bilgiyi araştırmacıların ve kamunun hizmetine sunmaktır. Örneğin, Zeynü’l-Ahbar’ın çevirisinin erişime açılması, yalnızca akademisyenlerin değil, bu alana ilgi duyan herkesin tarihî kaynaklara daha kolay ulaşmasını sağlayarak bilgi üretimini teşvik edebilirdi.

Sonuç: Akademik Sorumluluk ve Erişim

Zeynü’l-Ahbar çevirisinin yayınlanmaması, akademik ihmalin ve bürokratik hantallığın net bir göstergesidir. Türk Tarih Kurumu gibi bir kurumun, sorumluluğunu yalnızca arşivleme değil, aynı zamanda bu arşivleri erişime sunma ve kamu yararına kullanma olarak görmesi gerekir. Tarih, yalnızca geçmişin bir anlatısı değil, geleceğe yön veren bir kaynaktır. Bu yüzden, Necati Lugal’ın çevirisi gibi eserlerin yayınlanması, hem akademik hem de toplumsal bir sorumluluk olarak görülmelidir.

Türk tarihi açısından büyük önem taşıyan bu eserin bir çevirisi en nihayetinde Dr. Filiz AKÇAY tarafından hazırlanarak 2022 yılında yayınlandı. Ancak Necati Lugal hocanın kıymetli ve aziz hatırasına hürmeten bu versiyonun da bir an önce basılarak araştırmacıların ve okuyucuların hizmetine sunulması en büyük temennimizdir.

Yarım Kalan Projelerin Unutulmaz Organizatörü

Farklı İşler!

Profil 1

Nuri Bay

Profil 2

Nuri Sel*

Profil 3

Ferit Nakıs

Profil 4

Ömer Lütfi Ünbil

Profil 5

Nuri Bay v4.0

Kategoriler

Son yorumlar

Üst veri

Etiketler

Etiketler:

#çeviri #tarih #necatilugal #gerdizi

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.