“Ne olduğu niçin olduğundan daha önemlidir.”

— Munehisa Homma

Bu söz, finansal piyasalarda analiz yapımının temelini oluşturan bir gerçeği ifade eder. Teknik analiz, bu yaklaşımın önemli bir parçası olarak, piyasalarda “ne olduğu” üzerinden geleceğe yönelik stratejiler geliştirir. Görsel bir sanat niteliği taşıyan teknik analiz, fiyat grafiklerinde oluşan kalıpların ritmik tekrarlarını yakalamaya çalışır. Ancak, algoritmik trade bu noktada farklılaşır: Gözlemlerden ziyade ölçülebilir gerçeklere dayanan, geleceğe dair bir beklenti taşımayan bir yapıdır.

Teknik Analiz ve Algoritmik Trade Arasındaki Farklar

Teknik analiz, özünde insan gözlemlerine ve sezgilerine dayanır. Olanın niçin olduğunu analiz ederek ne olabileceğine dair bir “öngörü” oluşturmayı hedefler. Grafik üzerindeki çizgiler, formasyonlar ve kalıplar, piyasa katılımcılarının davranışlarını anlamak için birer araçtır. Bu çizgiler bazen kırıldıklarında pozisyon değiştirmeyi gerektirir; ancak bu subjektif bir doğaya sahiptir. Çünkü bu çizgiler, analiz yapan kişinin bakış açısına göre değişebilir. Bu subjektiflik, duygusal karar alma eğilimini artırır ve yatırımcının piyasa koşullarına karşı daha hassas bir yaklaşım geliştirmesine neden olabilir.

Özellikle grafik üzerine eklenen trend çizgileri ve destek-direnç seviyeleri, belirli bir yatırımcının piyasa algısını yansıtır. Ancak bu seviyelerin geçerliliği ve doğruluğu, diğer piyasa katılımcılarının aynı noktaları dikkate alıp almamasına bağlıdır. Bu durum, çizgilerin subjektifliğinin bir başka göstergesidir. Örneğin, bir yatırımcı için destek olarak görülen bir seviye, başka bir yatırımcı için önemli bir çıkış noktası olabilir. Bu bağlamda, grafik çizimleri yatırım kararlarını destekleyebilir; ancak tamamen güvenmek riskli olabilir.

Bilişim teknolojilerinin gelişimi ve yaygınlaşmasıyla birlikte indikatörler, son 50 yıl içinde teknik analizde önemli bir rol kazandı. Özünde indikatörler, fiyatın matematiksel ve istatistiksel türevlerini hesaplayarak analiz sürecine nesnellik kazandırmayı hedefler. Bu, teknik analizdeki subjektif çizgiler ve yorumların ötesine geçerek daha sistematik bir yaklaşım sağlar.

Teknik analizde yatırımcıların yaptığı yorumlar, kişisel algılara ve piyasa deneyimlerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. İndikatörler ise bu değişkenliği en aza indirerek belirli bir matematiksel temele dayanır. Örneğin, bir RSI (Relative Strength Index) veya MACD (Moving Average Convergence Divergence) göstergesi, fiyatın belirli bir süre boyunca nasıl bir momentum kazandığını standart bir biçimde yansıtır. Bu sayede yatırımcılar, aynı verilere bakarak benzer sonuçlara ulaşabilir.

Sonuç olarak, indikatörler teknik analizin özünde bulunan subjektif olabilme potansiyelini minimize etmek amacıyla tasarlanmıştır. Yatırımcıların duygusal kararlar almasını engelleyerek daha hesaplanabilir ve disiplinli bir strateji geliştirmelerine yardımcı olur. Böylece, fiyatın “ne olduğunu” anlamak ve bundan çıkarımlar yapmak çok daha tutarlı hale gelir.

Algoritmik trade ise, bu sezgisel yaklaşımın tam karşıtıdır. Bilişim sistemlerinin gelişimi ve yaygınlaşmasıyla birlikte, indikatörler ve algoritmik sistemler finansal analizdeki rolünü artırmıştır. İndikatörlerin temel işlevi, fiyat hareketlerini matematiksel olarak analiz ederek ölçülebilir ve sayısal veriler sunmaktır. Ancak bu matematiksel yaklaşımın, fiyatın bir türevi olması nedeniyle “lagging” yani gecikme sorununu da beraberinde getirdiğini unutmamak gerekir.

Fiyat birikmeden indikatörlerin sonuç üretememesi, bu gecikmenin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkar. Örneğin, RSI veya MACD gibi indikatörler, mevcut verileri analiz ederek bir eğilim sunar; ancak bu eğilim, fiyat hareketinin ardından gelir. Bu nedenle, yatırımcılar fiyatın “o anki” durumunu baz alarak anında aksiyon almayı beklediklerinde indikatörlerin sınırlamalarıyla karşılaşabilir.

Bununla birlikte, bu gecikme, indikatörlerin yanlış bir yönlendirme aracı olduğu anlamına gelmez. Aksine, fiyat hareketlerinin ardındaki momentum veya trendleri daha net bir şekilde anlamak için değerli bilgiler sunar. İndikatörlerin gecikmeli tepkisi, yatırımcıların fiyatın kısa vadeli dalgalanmalarından etkilenmeden daha geniş bir perspektif edinmelerine olanak tanır.

Sonuç olarak, algoritmik trade, ölçülebilir ve tarafsız bir karar mekanizması oluşturmayı hedeflerken, bu mekanizmanın temel taşları olan indikatörler, fiyatın türevi olmaları nedeniyle gecikme olgusunu da beraberinde getirir. Bu, hem fırsatlar hem de sınırlamalar barındıran bir gerçekliktir.

Fiyat ve Göstergelere İlişkin Kısa Bir Not

Bazı analistler fiyatın yanıltıcı olabileceğini savunsa da, fiyat, piyasa dinamiklerinin nihai sonucudur ve önemli bir rehberdir. Göstergeler ise fiyatın farklı yönlerini görselleştirerek karar almayı kolaylaştırır. Örneğin, RSI (Relative Strength Index) gibi göstergeler hareketin gücünü yansıtan birer araçtır. Ancak bu göstergelerin derinlemesine analizi, ayrı bir incelemenin konusudur.

Sonuç

Homma’nın sözü, teknik analiz ve algoritmik trade yaklaşımlarını anlamak için güçlü bir temel sunar. Teknik analiz, piyasa katılımcılarının duygusal davranışlarını grafikler ve formasyonlar üzerinden okumaya çalışırken; algoritmik trade, tamamen objektif verilere dayalı bir işlem disiplinini temsil eder. Bu iki yöntem arasındaki farkı kavramak, yatırım stratejilerinde daha bilinçli ve başarılı kararlar almanın anahtarıdır.

Yarım Kalan Projelerin Unutulmaz Organizatörü

Farklı İşler!

Profil 1

Nuri Bay

Profil 2

Nuri Sel*

Profil 3

Ferit Nakıs

Profil 4

Ömer Lütfi Ünbil

Profil 5

Nuri Bay v4.0

Kategoriler

Son yorumlar

Üst veri

Etiketler

Etiketler:

#TeknikAnaliz #AlgoritmikTrade #FinansalPiyasalar #FiyatVeGöstergeler

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.