1. Bölüm – Çocukluk Bahçesi
Ah – met – to-pu – tut
Yüksek sesle, hece hece
Tekrarladı öğretmen,
Tebeşiri tahtaya sürterek:
“Ahmet topu tut!”
Dedi sonra sınıfa dönerek.
Ahmet topu tutamadı yine,
Hocalar hep bağırırdı: “Yine mi sen?”
Bir köşede düşerdi sessizce yere,
Kırık tebeşir gibi paramparça heves.
Kâğıttan gemiler süzülürdü sırada,
Güneş camdan dans ederdi tahtada.
“A” harfiyle başlardı her sabah,
Ama “z” de bile eksikti bazen hayat
2. Bölüm – Zil Çalınca
Zil çalınca kaçardık hayata,
Saklambaç gibi sorular ardımızda.
Cebinde şeker erirdi Ahmet’in,
Zaman gibi, sözler gibi,
Biraz tatlı, biraz eksik…
Sıralar gıcırdar, saat geçer,
Öğretmen “hayat” der, tahta susar.
Ahmet bakar uzaklara;
Top, artık hayal,
Kalemse bir sığınak.
3. Bölüm – Büyümek Denilen Şey
Ahmet büyüdü, faturalarla,
Top şimdi e-Devlet’te satır arası.
El yazısı unutturdu annesinin notunu,
“Okula sütünü unutma” yazan o satırı.
O şimdi klavye başında yorulmuş,
Gözleriyle çocukluk arıyor boşluk tuşunda.
“Ctrl + Z” yapıyor bazen içinden,
Ama hiçbir şey geri gelmiyor.
4. Bölüm – Son Sayfa
Sokaklar asfalt, kaldırım unutulmuş,
Top oynadığımız boş arsada
Şimdi gri bir otopark yükseliyor.
Bir tek silgi izi kalmış geçmişten,
Bir hatırlama çabası gibi
Karalanmış defter kenarlarında…
Bir defterin son sayfasında
Ahmet hâlâ topu tutmaya çalışıyor.
Dizlerinde çocukluk yaraları,
Gözlerinde eski yaz tatilleri var.
Ve biz,
Zil sesiyle uyanan düşlerimizin
Hangi teneffüste kaybolduğunu
Bir şiirin son dizesinde
Uçurtma mı, yoksa çocukluğumuz mu
Anlamaya çalışıyoruz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!